|
||||||||
ŞARKİKARAAĞAÇ | ||||||||
ŞARKİKARAAĞAÇ'IN TARİHİ İlk çağlarda Krallıklara bağlı şehir ve piskoposluklar daima hakim tepelere ve dağ eteklerine kurulduğundan, bu günkü Şarkikaraağaç'ın o zaman yerleşimine benzememektedir. İlk çağlarda adı "NEAPYLİS" olarak geçen ilçe Psidya'nın bir parçası idi. Bu bölgede sırası ile Etiler, Frigler, Lidyalılar, Makodanyalılar, Selefküsler, Romalılar, Araplar, Selçuklular, Hamitoğulları, ve Osmanlılar hüküm sürmüşlerdir. Bugünkü ilçenin bulunduğu yere ilk gelenlerin Saçıkaralı aşiretinin Tüller aşiretinin mahallesi halkından olup, aşiret yazları ilçenin civarında çadırlarda gezginci olarak yaşarlarken, zamanla temelli yerleşmeye başlayıp ilk defa kasaba yerleşme merkezi haline getirdikleri söylenir. Bölge Roma imparatorluğunun M.S. 395 yılında parçalanması ile Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içerisinde kalmıştır. Türkler Malazgirt Muharebesinden sonra batı Anadolu’nun büyük kısmını ele geçirmişlerdir. Lakin Şarkikaraağaç’ın alınması 1182 yılında Uluborlu’nun alınmasından kısa süre öncesine kadar gerçekleşmemiştir. Bölgeye Türk boylarından saçı kara Aşiretinin yoğun olarak yerleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Moğol istilasından kaçan Harzem Türklerininde bölgeye yerleştiği bilinmektedir. Hamitoğulları Beyliğinin hakimiyetine giren Şarkikaraağaç İlyas Bey zamanında Karamanoğulları tarafından ele geçirilmiştir. İlyas Beyin oğlu Kemalettin Hüseyin Beyde 1380 yılında Osmanlı Padişahı 1. Murat ile yaptığı anlaşma sonucunda 80000 altın karşılığında Şarkikaraağaç bölgesini Isparta havalisi ile birlikte Osmanlı egemenliğine bırakmıştır. İlçe merkezinde Fatih’in yaptırdığı cami kebirin kapısında yazılı kitabeden Şarkikaraağaç’ın 1266 yılında kurulduğu yazılır. Osmanlı döneminde Karaağaç’ı Yalvaç diye de anılmış daha sonraları Denizli’ye bağlı Karaağaç’tan (Acıpayam) ayırt edebilmek için Şarkikaraağaç (Karaağaç-Şarki) denilmiştir. Şemseddin Sami Kamus ül-Alamda Şarkikaraağaç’ı şöyle anlatmaktadır. Konya vilayetinin Hamid Sancağına bağlı kaza merkezidir. Şarkikaraağaç tahin helvasıyla ünlüdür. Kazada haşhaş ve afyonun yanı sıra meyve ve sebzelerin her türlüsü yetiştirilmektedir. Bunun dışında hayvancılık en önemli geçim kaynağıdır. ŞARKİKARAAĞAÇ’IN YERİ Denizden yüksekliği 1181 metre olan Şarkikaraağaç ilçesin kuzeyden doğusuna doğru Sultan Dağları uzanır. Güneybatısında da Anamas Dağları vardır. Güneyde Karadağ ve İlçenin mesirelik yeri Kızıldağ bulunmaktadır. Bu dağların çevrelediği alanın ortası düz ovadır. İlçe bu ovada yer almaktadır. İlçenin doğusunda Konya iline bağlı Ilgın, Beyşehir batısında Gelendost ve Eğirdir Kuzeyinde (Konya’ya bağlı Doğanhisar ) ve Yalvaç güneyinde Beyşehir Gölü bulunmaktadır.
KÖY VE KASABALARI 1: Çarıksaraylar Kasabası 7 Km 2: Çiçekpınar Kasabası 4 Km 3: Göksöğüt Kasabası 12 Km KÖYLERİ
İLÇELERİMİZE ŞARKİKARAAĞAÇ'IN UZAKLIĞI
TARİHİ ve TURİSTİK YERLERİ Anabora: Şarkikaraağaç İlçesi Salur Köyünün güneyinde Belceğiz Köyünün batısında yer alan antik kentin adı Strabon'da geçer. MÖ 1.yüz yılın ilk çeyreği içinde Strabon'un Geographika isimli eserde kent hakkında Anabouralılar diye bahsedilir. Oysa Naturalist Historia (Doğa Tarihi) isimli yapıtın M.S.75 yılı civarında yazan Plinius aynı yöreyi adlandırırken sadece Neapolis (Şarkikaraağaç) kentinden söz eder. Buradan da anlaşılıyor ki M.S. 1. yüzyılda yeni kurulan Neapolis bölgedeki Anabora’nın adının sönükleşmesine önemsiz bir kent durumuna düşmesine sebep olmuştur. Kent Roma İmparatorluk döneminde bölgede kurulan tetrapolisin bir üyesidir. J.R. Sterret Beyşehir Gölünün kuzey batısında Enevre denilen yerde ortaya çıkan yazıtlarda Anabora isimini bularak kentin yeri kesinleştirilmiştir. Şehir kuzeye alçalan bir yamaç üzerinde kurulmuştur. Kent üzerinde pek fazla kalıntı yoktur. Tiyatro ve tapınak kalıntısı ile konut temellerinin kalıntısı görülür. Neapolis: Şarkikaraağaç İlçe merkezi civarında olduğu belirlenen antik kentten ilk olarak Pilinius Naturalist Historia (Doğa Tarihi) adlı yapıtında bahseder Pilinius antik kentin Galatia’da olduğundan söz eder. Patolomaisos ise kenti Pasidanın Galatia’ya yakın kısmında olarak gösterir.Neapolis Beyşehir Gölünün kuzeyinde Antiokheia’dan (Yalvaç) Likaonya ve Pamphilya’ya giden Roma yolu üzerindedir. Neapolis’in Apollania (Uluborlu) ile aynı tarihte Trakyalı kolonistler tarafından kolonize edildiği anlaşılmaktadır. M.S. 3. yüz yıla ait bir yazıtta bölgede bir tetrapolisin olduğu bildirilmektedir.Tetrapolis üyelerinden Altada (yeri bilinmiyor)Anabora (Enevre)ve Neapolis (Şarkikaraağaç) bilinmekte Fakat dördüncü kentin ismi bilinmemektedir. A. H. M. Jones bu dörtlünün “Cillanian Ovası” tetrapolisi olabileceğine işaret etmektedir. Söz konusu kentten yakın çevrede bir kalıntı gözükmemekle birlikte İlçe Halk Kütüphanesi’nin bahçesinden arsitrav blokları sütunlar ve mezar stelleri Isparta müzesine nakledilmiştir. Zengibar Kalesi : Şarkikaraağaç ilçesi Muratbağı (Zengibar) Köyünün doğusundaki dağ üzerinde yer alır. Dağın zirvesine doğru uzanan sur duvarının sadece temelleri kalmıştır. Ördekçi Kalesi: Şarkikaraağaç ilçesi Ördekçi Köyü sivri dağının üzerindeki yaylada tahrip olmuş bir kale kalıntısı mevcuttur. Anabura Kalesi : Şarkikaraağaç ilçesi Salur Köyü Enevre Mevkiinde Kızıl kale dağı üzerinde kale Roma döneminden kalmıştır. Kale taamı ile tahrip olmuştur. Kilise (gözetleme kulesi):Gedikli Köyünde bulunana Beyşehir Gölü içinde halk arasında kilise olarak geçen Selçukluların gözetleme kulesi hala tarihin izlerini taşımaktadır. Türk devletlerinin bıraktıkları: Selçuklulardan kalma Fatih Camisi anılan ulu Cami, Osmanlı zamanında İlçeye bir çok medrese yapılmıştır. Bunlardan : Ahmet Rüştü efendi medresesi , Hacı emin efendi Medresesi, İsmail Efendi Medresesi, Hacı Osman Efendi Medresesi, İbrahim efendi medresesi bunun gib ipek çok eser yapılmış olmasına rağmen zamanla pek çoğu yıkılmıştır. MESİRELİK YERLERİ Kızıldağ Milli: İlçenin hemen yanındaki Kızıldağ Milli Parkı sık ormanı ve soğuk suyundan öte nefes darlığına iyi gelmesi nedeni ile Göğüs hastalıklarına bir çözümdür.Temmuz ayının ilk haftası Kızıldağda geleneksel “Helva Günü” tertiplenir Zamanla geleneksel helva bayramı niteliğini almıştır Öşekçi mağarası: İlçeye 7 Km uzakta kara tepededir. Türkiyede bulunan mevcut mağaraların en eskisi olduğu söylenir. İçinde sarkıt ve dikitler vardır. Ayrıca Gedikli Köyü: sınırları içinde bulunan Kızıl Tepe, Küre, Doğru sulak (Cennet) burların Beyşehir Gölü kıyısında bulunması ve yüzmye en uygun yerlerin burada bulunması ve üst tarafında bulunan dağların çeşitli ağaç türlerine sahip olması yeşilin her türü ile maviyi buluşturmaktadır. yaz kış İlçemiz ve Köylerinin daimi uğrak yerleridir. Şarkikaraağaç'ın tarihi , Şarkikaraağaç , Şarkikaraağaç'ın köyleri , Şarkikaraağaç'ın yerleşim yeri , |
© Copyright 2006-20..
Telif Hakları Yurtta sonhavadis
Internet Gazetesinin sahibi Mehmet GARİP'e aittir. KÂR AMACI GÜTMEYEN HABER
SİTESİ. Bizden izinsiz başka yerde
yayını yasaktır.